26 Nisan 2012 Perşembe

DİLEKLER_KUTLAMALAR

Yeni yapmış olduğum yada başlamış olduğum bir kaç çalışma... Beğenmeniz dileği ile... Resimlerin üzerine sağ tuşla tıklayıp Resmi Kaydet seçeneği ile resimleri bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz... Tüm hakları saklı maklı değil kullanım serbest :)

23 Nisan 2012 Pazartesi

Ömer Karaoğlu - Gece

Her dinlediğimde beni derinlerden etkileyen bir ezgi...

Ömer Karaoğlu - Gece
Dün gece gece ile söyleştim yine ben
Dün gece gece söyledi olacak olanı
Dedi bak şu koca dağlar
Adım Adım yürüyecek
Şu kabirlerde
Uyuyanlar dirilecek
Dedim ah dedim eyvah
Bize kim yardım edecek
Dedi Allah dedi Allah illallah
Dün gece gece ile söyleştim yine ben
Dün gece gece söyledi olacak olanı
Dedi bak şu açılan gözler
Endişeyle dikilecek
Analar bile bebeleri terkedecek

şiirin yazarını bilmiyorum...

22 Nisan 2012 Pazar

HAYIRLI GÜNLER

20 Nisan 2012 Cuma

BİR MUAYENEDE YAŞANANLAR

İyi veyahutta kötü, güzel yada çirkin, sağlıklı veya sağlıksız, belki düzenli belki düzensiz bir şekilde hayat devam edip gidiyor. Akıyor adeta parmaklarımızın arasından. Nedense engel olamıyoruz. Bir tepsi tutamıyoruz parmaklarımızdan akıp giden zamanı ve hayatı tutmak için.
Öyle yada böyle geçiyor.
Bizlere hayatın tortusu kalıyor. Buna kimisi tecrübe diyor, kimisi yediğimiz kazıkların toplamı, kimiside boşa geçen zaman.
Zamanı boşa geçirmekte, değerlendirmekte büyük noktada bize bağlı. Herkes hayata sıfırdan başlıyor. Onun ailesi, çevresi, okulu, arkadaşları, çalıştığı iş, görüştüğü dostları nasıl bir yaşam süreceğinin ipuçlarını taşıyor.
Geçen hafta Pazar günü annem rahatsızlandı ve acile götürdük. Doktor bir dizi testten sonra kroner yoğun bakımda yatmasına karar verdi. Bi şaşkınlık, bi endişe... İnsanın o an aklından kırk yıl düşünse geçmeyeceği şeyler geçiyor. Hani derler ya film şeridi gibi aynen öyle... İsteriksiz böyle son sürat geçiyor, beyin değerlendiriyor, düşünüyorsun. Ama bir çözüm yok. Doktorların söyleyeceği dudaklarının arasından çıkacak kelimelere bağlı. Tabir caizse ciğer bekleyen kedi gibi bakıyorsun doktora. Bari çürük ciğer atmasa bari diye. Bizim doktor bize çürük ciğer atmış olsada ne yapacağımızı söyledi ve gideceğimiz hastaneden randevu aldı. Sağolsun gittik güç bela, hastaneye çok iyi karşıladılar. Anjio oldu ve sonuç. Hiç bişi yok. NE kalpte nede kapakçıkta ve biz derin bir oh çektik.
Ama o oh anına kadar neler geçiyor insanın aklında. Neler düşünmüyor. Geçmiş, gelecek, söylenilen sözler, kırılan kalpler, kızmalar, gülmeler, şakalaşmalar...
Hayat kısa vesselam, sevdiklerimizin değerini bilelim, çünkü ne zaman yolculuk bilemiyoruz...
Uçağın kalkış saatini bilebiliriz belki, trenin, otobüsün. Ama ölüm ne zaman bilmiyoruz. O nedenle gelin sevdiklerimizi üzmeyelim ve hep onlara hakettikleri gibi sevgiyle yaklaşalım...
Sevgiyle kalın... Yazarken yarım kalmış bir yazı :)

İÇİMDEN GEÇENLER

Yeniden Merhaba, Yazmayalı epey bi zaman geçmiş. En son 14 Mart'ta yazmışım bugün 20 Nisan evet bir ayı aşkın bir zaman olmuş. Vakit o kadar hızlı ilerliyorki insan nereye yetişeceğine şaşırıyor. İşler mi çok, zamanın bereketi mi azaldı bir türlü anlayabilmiş değilim. Bence zamanın bereketi alındı elimizden. O kadar hızlı imkanlara sahipken ve istediğimize o kadar süratli ulaşabiliyorken bu zaman yetirememe işide nerden çıktı değil mi? YAz geldi geliyor derken geceleri oldukça soğuyor hava... Yazı herkes dört gözle bekliyor sanırım. Geçen hafta sonu bir sigara firmasının satıcısına dedim ki yaz gelince sigara satışı artıyor mu? Evet dedi abi hemen farkediyor. Şaşırdım, insanlar yazın daha çok sigara içiyor muş. Daha enerjik, daha coşkulu, daha bi böyle açık havada geçiereceği, yaşamı doyasıya iliklerinde hissedeceği bir mevsimde sigara satışları artıyor. Kim demiş insanlar kederden içiyor diye... Keyiften daha çok içiyor sanırım :) Zamanın değerini bilenlerden olmak dileğiyle...

PaidVerts
my space statistics