5 Temmuz 2009 Pazar

Bir Bilge Kızılderelinin Hayata Bakışı




Hakikat arayışı insanlık var oldukça sürecektir. Bu arayışı yüreğiyle ve aklıyla gerçekleştirmeye çalışan bazı insanlar, bütün hakikatlerin kaynağı, güneşi ve koruyucusu olan Rabbimizin HAK isminin bazı yansımalarına mazhar olmuşlardır.
Bu insanlardan biri de bilge bir kızılderili olarak karşımıza çıkınca insan biraz şaşırıyor. Holywood yapımı filmlerde beyaz insanların kafa derisi ile kemerlerini süsleyen kızılderili senaryoları ile şartlanmış zihinlerimizin, bu şaşkınlığı yaşaması biraz da normal herhalde...
Yaşlı bir kızılderili olarak sakin bir kasabada ömrünün son yıllarını yaşayan Don Juan’ın hayata bakışını onunla beraber 2 yıl yaşamış olan Amerikalı bir yazar kitaplaştırmış. Özlü bazı tespitlerini izin verirseniz sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnsanları dört sınıfa ayırıyor bu kızılderili bilge:
1. Alelâde insan 2. Avcı 3. Savaşçı 4. Bilge kişiler
•Alelâde insan; başına gelen olaylara ya şükreder, ya da küfreder.
•Avcı; iyi bir gözlemcidir. dikkatini yoğunlaştırmayı öğrenir ve savaşçı olmaya bir geçiş devresidir.
•Savaşçı; hayatın gayesinin öğrenmek olduğunu bilir. Bilginin kendisi değil, neticesi önemlidir onun için.
•Savaşçı öyle bilgiler öğrenmek ister ki, edindiği şeyler onu hayatta daha bilge, daha güçlü, daha hür yapsın.
•Savaşçı, kendi egosunu arka plâna atarak öğrenmek ve öğrendiklerini anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sentezlemek ister.
•Savaşçı tutumu içinde kazandığı her bilgi, “savaşçı”nın kendini daha iyi tanımasına yol açar. İnsanın kendini gerçek mânâda tanıması için, kendi egosunu, hatta kendi bakış tarzını ikinci plâna atması gerekir.
•Savaşçı, karşısındaki insanları etkileyen tüm faktörleri, o insanların bakış açılarını, onları yargılamadan, kendi gerçekleri içinde anlamayı hedefler...
•Gerçek hayatta “savaşçı”nın silahı, şuuru, cephanesi de irade gücüdür.
•Savaşçı, öyle bir iç huzur geliştirmek ister ki, bu iç huzur çevre şartlarından bağımsız olsun.
•Hangi çevrede olunursa olunsun barış ve mutlulukla dolu olmanın yolu, şuuru geliştirmektir. Bunun için de irade güçlendirilmelidir. İnsan, kendini mutsuz eden olaylardan kaçmadan, olayların kendisini nasıl etkilediğini bütünüyle anlamalıdır.
•Savaşçı, karşısına çıkan her sıkıntılı durumu olgunluğa ulaşması için bir fırsat olarak görür.
•Savaşçı, gerçekleştirmek istediği hedefe ulaşmak için başarı ve yenilgiye değil, o süreç içinde en akıllı, en etkili, en bilge olanı tüm iradesiyle kullanıp kullanmadığına önem verir.
•Yargılamaktan değil, öğrenmek ve anlamaktan giden yolda ilerleyen savaşçı nihayet “Bilge”liğe ulaşır.
Şimdi, lütfen bizden binlerce kilometre uzaktaki bir yerden, tamtam sesleri ve kızılderili çığlıkları arasından süzülen bilge bir kızılderilinin hayata bakış açısını ve kendi değerlerimizi, başımızı ellerimizin arasına alarak beş dakikalığına olsa da düşünelim.
Medyanın çığlıklarından, suni gündemlerden, yapay sıkıntılardan biraz uzaklaşıp, aklı sarhoş, ruhu serseri, kalbi geveze yapan şu mim’siz medeniyetin atmosferinden sıyrılıp, kendimize soralım “Biz neredeyiz?”...
Adnan Şimşek

0 yorum:

Yorum Gönder

PaidVerts
my space statistics